Başka ne bana senin kadar iyi hissettirebilir?
Görebiliyorum sıcaklığını gözlerimi kapatınca
Ve sıcaklığın artıyor tenimin altında
Aydınlatıyor ışıklar bizi görünmez kılana kadar
Böylece yeniden dönüyoruz kendi öz kütlemize
Sen ve ben sadece yirmi bir gramdan ibaretiz
Geri kalan her şey hareketimizi yavaşlatan ağırlıklar
Yaşayabilmek için bu kadar ağırlığa ihtiyaç var mı?
Sadece yirmi bir gramla istediğimiz yere gitmek daha kolay olmaz mı?
Geçmişe gidebiliriz mesela;
Gözlerimizi kapatıp sessizliği silebiliriz zihnimizden
Annemin sobada pişirdiği yemeğin kaynayışını dinleyebiliriz
Bileğimi kesen bardağın kırılışını duyabiliriz
Ve tabi ki o gün yüzdüğümüz derenin akışını da
Güneş de vardı o gün, elma ağacının kıyısından süzülüyordu
Sonra pat diye bir elma düştü yere ve yerçekimi bulundu; ağırlık arttı
Artık her şey yirmi bir gramdan daha fazlaydı
Ardından bir rüzgar esti, ruhumu da alıp derenin karşısında geçti
İşte tam o anda bütünlüğümüzü kaybedip sen ve ben’e bölündük
Ama sen ve ben yeni harfler bulup yeni kelimeler uydurabiliriz
Sen ve ben kimsenin anlamadığı bir dil konuşabiliriz, yazarak
Sen ve ben yeniden bir bütün olup hiçlikte var olabiliriz
Çünkü biz bir bütün olduğumuzda nefes alabiliriz…