Karşımda öylece duruyordun
Her yanın kıymıklarla doluydu acıdan uyuşmuştun
Ateşine bakmak için elimi alnına koydum
Kıymıkların battı ve acın elime bulaştı
Ben elimdeki kıymıkları çıkarmaya çalıştıkça
Kıymıklar bedenime yayılmaya başladı
Sense uyuşmuş ve hissizleşmiştin artık acıdan
Seni böyle görünce unuttum kendi acımı
Oysa sen artık çektiğin acının farkında bile değildin
Hala yaşadığını düşünerek soluk alıyordun
Halbuki her nefes alışında ölümü biraz daha içine çekiyordun
Ağladım senin için ve çaresizce ölümünü izledim
Sonra gömdüm seni
Hem de kendi derinden yapılmış bir tabutla
Ve tenin altında kaldı vücudundaki tüm kıymıklar
Bense seni gömmek isterken baştan aşağı kıymıklar içinde kaldım