Bir iyilik yapın: yaşamak için nefes almanın yettiğini söyleyin;
Daha fazlası için ne mecalim var ne de cesaretim
Hem bu denli tatlı bir uyku varken nefes almak niye
Ağzımda kanın baygın tadı; sıcak çikolata gibi damarlarımdan akmalı
Başka nerde bu denli sükût var; başka nerde bu tatlı huzur
Nasıl kurtulurum boş insan kalabalıklarının karmaşasından
Sıyrılmalıyım içinde boğulduğum gereksiz biz olma duygusundan
Ben’in yalnızlığına bulamalıyım varlığımı: sadece ben olmalıyım
Tibetli bir keşiş gibi bir mağarada olup duvara dönsem yüzümü
Tüm maddelerin karmaşasından Temizleyip arındırsam ruhumu
Kurtulmam gerek içinde hiç olduğum faydasız biz duygusundan
Geceye sığınsam ve tüm şefkatiyle kucaklayıp saklasa beni
Zifiri karanlığını salıp üstüme eritse içinde tüm maddemi
Hiçbir canlı bulamaz beni o zaman zifirin içinde
Kurtulurum ben olma duygusunu yok eden her şeyden
Tüm evren karanlığınken bir tutam ışığa bağlanmak niye
Belki ölüm açabilir karanlığın kapısını ardına kadar bana
Belki de asil geceden kanatlarım olur zifir gibi ve yumuşacık
Üzerinde de ateş renginde ve çikolata tadında damlayan kanım
Gözümden damlayan yaş değil huzurum verdiği damlalar olurdu
Hepsi sadece benim olurdu: kanım, kanatlarım, huzur damlalarım
Benim olurdu gecem ve sadece benim olurdu ben.